Tuesday, July 18, 2006

akdeniz...hüzün...aşk

akdeniz...hüzün...aşk

Akdeniz’in tuzu teninde ve dudaklarında dururken nereye gidebilirsin? Rüzgarın kulağına fısıldadıklarını kime anlatabilirsin? Kumun üzerinde ürkek sıçrayışlarla gezinen küçük kuşun kanatlarında herşeyi unutabilir misin? Geçmişin suda erirken bu hafifliği, bu rahatlamayı en çok hangi kelime anlatabilir bembeyaz sayfaların üzerinde?
Artık biliyorum ki aşk bir insanın gövdesinde olduğu kadar batan güneşte, kumların parıltısında, tenimdeki tuzda, uzaktaki beyaz bulutta, kıyıdaki deniz kabuğunda ve aynada bana gizemle bakan ve gittikçe bir hayale benzeyen suretimde...Artık biliyorum ki aşk bazen kör kalıp göremediğim kuytularda, korkup kaçtığım karanlık sokaklarda ya da cesaret edemediğim için gidemediğim o uzaktaki adada...Artık biliyorum ki aşk dışımda ve içimde; konuşurken ve susarken; gülümsemeyle ve gözyaşlarıyla; o güzel adamın hayalinde ve ulaşılmazlığında...Artık biliyorum ki en çok korktuklarımla en çok arzuladıklarımda ve ne zaman istersem o zaman parmaklarımla dokunabileceğim mümkün olan imkansızlıkta...
Hüzün eksik olmaz böyle akşamüstlerinde...Aşkın kokusu gelir aniden tüm kışkırtıcılığıyla. Geçmişini ve sevdiklerini görürsün hiç gitmemişler gibi yanındaki boş koltukta. Bakarsın ve gülümsersin boşluğa. O boş çerçevede sadece senin gördüğün biri vardır ve öyle canlıdır ki bu kadar iyi ve zarar görmeden saklandığı belleğinin gizemine şaşırırsın. Biriktirdiklerin yük değildir artık ruhuna; sadece yaşadığın anın daha çok değerini bilmeni sağlar. Böyle akşamüstleri geri dönmek gibidir. Biraz yorgun ve huzurlusundur.
Akdeniz’in rüzgarı okşarken tenini usulca nereye gidebilir ki insan? Nereye gitse buradaki huzuru, buradaki dingin yalıtılmışlığı arar zaten insan. O yüzden hangi sahilde, hangi akşamüzerinde, hangi hüzünlü şiirde ya da hangi aşk özleminde konaklarsa konaklasın dönüp geri gelir yine Akdeniz’in kusursuz maviliğine.
7-8 Haziran 2006 Bodrum-Bitez

No comments: